İSG BİRLİĞİ çatı yapısında bulunan İş Sağlığı ve Güvenliği ile ilgili sivil toplum kuruluşları 19.07.2020 tarihinde saat 16:00'da Kadıköy'de buluşarak Sakarya'daki patlama sebebiyle halen tutuklu olan iş güvenliği uzmanına destek olmak ve yapılan ertelemenin iptal edilmesi amacıyla bir basın açıklaması yapılmıştır. Geniş katılımın olduğu etkinlikte yapılan basın açıklaması aşağıdaki gibidir.
19 Temmuz 2020
İSG BİRLİĞİ
Kadıköy İskele Meydanı-16.00/İSTANBUL
(BASIN AÇIKLAMASI)
“İnsanı Yaşat ki Devlet Yaşasın”
Değerli Basın mensuplar ve sevgili meslektaşlarım,
Bugün burada toplanma amacımız, birçok iş kazasında ve Sakarya Hendekte yaşanan facia sonrasında ortaya çıkan ve İş Güvenliği Uzmanlarının görevlerini yapamayacak hale getiren olumsuzlukların ortadan kaldırılması ve ülkemizde İş Sağlığı ve Güvenliği uygulamalarının doğru ve etkin bir şekilde uygulanması talebimizdir. Sahada çalışanlar olarak karşılaştığımız sorunları anlatmak için buradayız. Bu konuda yapılan yanlışlıklar düzeltilmedikçe sağlıklı ve güvenli çalışma ortamları oluşturulması mümkün değildir. Çalışanlar zarar görmesin, tüm çalışanlar güven içerisinde çalışsın diye emek veren bizlerin, geldiğimiz noktada görev, yetki ve sorumlukları ile ilgili yanlış algılar oluştuğu görülmektedir.
Ülkemizde iş kazaları sonucunda hayatını kaybeden sayısına bakıldığında oranın çok yüksek olduğu ve bu kayıpları azaltmanın yolunun da, iş sağlığı ve güvenliği kurallarının başarısına bağlı olduğu tarafımızca bilinmektedir.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu çıkarıldığı günden bu yana sürekli erteleme ile gündemde kalması bu kanuna olan inancımızı azaltmıştır. Ayrıca uygulama da yaşanan sorunlar ile bu mesleği icra eden iş güvenliği uzmanlarının sahada suçlu gibi gösterilmesi ve işveren sorumluluğundaki konularda suçlanması kabul edilebilir bir durum değildir.
Sürekli ertelemelerin sisteme verdiği zararın telafisi mümkün değildir. Ayrıca Kanunun cezai maddeleri de işletilmediği için bu hizmeti satın alanla almayan arasında bir fark olmadığı düşüncesi mevcuttur. Ertelemeye gerekçe olarak gösterilen maliyet ile ilgili olarak, ülkemiz GSMH bütçesinin %4,5 ve üzerinde bir kayıp ile iş kazası ve meslek hastalığı maliyetlerine harcama yapmaktadır. AB ortalaması %1,5 oranında olup bu alana yapılacak yatırımlarda mali kayıp değil tam tersine bir kazançtır.
6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun uygulanmasına yönelik olarak yanlışlar hiçbir zaman yanlışla düzeltilemez. Acil olarak yapılması gerekenleri yapmalı ve ülkemiz insanının hak ettiği sağlıklı ve güvenli çalışma ortamı sağlanmalıdır. Bu sebeplere bağlı olarak yapılması gerekenler;
1- İş Güvenliği Uzmanlarının sadece rehber ve danışman olduğu bilinmelidir. Bu konu ile ilgili tüm taraflara bu net olarak anlatılmalıdır. Bizler işveren veya işveren vekili değiliz. Yaptığımız çalışmalarda denetleme, cezalandırma, değişiklik yapma, satın alma, işi durdurma vb. konularda hiçbir yetkimiz yoktur. Bu konularda karar verici işverendir. Kanunun uygulamasına yönelik yükümlülükler de yine kanunda işverene aittir. Bu çok açık ve nettir.
2- İş Güvenliği Profesyonellerinin, İş Sağlığı ve Güvenliği uygulamalarına yönelik yaptıkları çalışmalarda bağımsızlığı teminat altına alınmalıdır. Yaptıkları çalışmalarda yeterli güvenceye sahip olmaları sağlanmalıdır. İşveren; yapılan tespit ve önerileri dikkate almadığında, başka suçlu aranmamalıdır.
3- İş Güvenliği Profesyonellerinin işverene bildirdiği hususlar için tekrar başka bir yere bildirim yapma yükümlülüğü kaldırılmalıdır. Ülkemizde işverenini şikâyet et sistemi uygulanabilir değildir. Bu hem kültürümüze aykırı bir durumdur hem de işvereni şikâyet edenin işsiz kalacağı muhakkaktır. Bu madde yeniden düzenlenmeli ve sadece işverene yapılacak bildirimler yeterli olmalıdır. Ayrıca tespit ve önerilerin İSG-Kâtip sistemi üzerinden yapılması sağlanırsa bu sorun aşılmış olacaktır.
4- İş Kazalarında ilk önce İş Güvenliği Uzmanını suçlayan bir anlayıştan vazgeçilmeli ve uzmanın ancak tanık olabileceği, bilgisine başvurulabileceği bilinmelidir. Özel bir Kanun olan 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 8. Maddesinde bu konu açıklanmıştır. İş Sağlığı ve Güvenliği Profesyonellerinin görevleri ile ilgili ihmali durumunda ancak belgelerinin askıya alınabileceği açık bir şekilde ifade edilmektedir.
5- Sahada ki bilirkişilik uygulamalarında karşılaşılan sorunlar sonucunda birçok İş Güvenliği Uzmanı arkadaşımız tutuklanmakta ve yargılanmaktadır. Bilirkişi olarak görev yapanların da düzenledikleri yanlış raporlardan dolayı sorumlu olmaları sağlanmalıdır. Haksız yere tutuklamaya ve yargılamaya ve hatta ceza alınmasına sebep olanlar da hesap verebilmelidir. Bilirkişi raporu hazırlayan bilirkişilerin daha sonra yanlış rapor hazırladıkları tespit edildiğinde bilirkişilik görevleri elinden alınmalı ve yaptıkları hataların bedelini ödemelidirler. Sistemin gözden geçirilmesi ve bundan sonra verilecek kararlarda bilirkişilerin hata yapmasının önüne geçilmelidir.
Aramızda, bilirkişi raporu ile asli kusurlu olarak haksız yere tutuklanmış ve yine burada bulunan STK’ların mücadelesi ile tutuksuz yargılanmak üzere 25 gün sonra bırakılmış bir arkadaşımız da mevcut. Bunu yaşayan birçok arkadaşımız burada bulunmaktadır. Bu uygulamaların mesleğimiz ve tüm bilirkişilik yapılan alanlar adına gözden geçirilmesi ve iş kazalarında mutlaka kaza geçirilen alana ait bir alan uzmanın da bulunması sağlanmalıdır.
6- İş Sağlığı ve Güvenliği alanında çalışanların verdikleri hizmet karşılığını alamadıkları da ortadadır. Maliyetin aşağıya düşürülmesi için hizmet kalitesinden taviz verilmemelidir. İş Sağlığı ve Güvenliği uygulamalarında bir hizmet tabelası oluşturulmalıdır. Kurulacak bir komisyon ile tehlike sınıfı, bölge, iş kolu vb. gibi kriterlere göre taban hizmet bedeli uygulaması getirilmeli ve rekabetin sektörü çıkmaza sokması önlenmelidir.
SON OLARAK;
Erteleme gerekçesini maliyet olarak gören ve ertelenmesinde katkısı olan iş çevreleri başta olmak üzere, temennimiz o dur ki siz ve yakınlarınız dâhil olmak üzere ülkemizde hiçbir çalışanımız iş kazası ve meslek hastalığı sonucu hayatını kaybetmesin. Çünkü insan hayatının karşılığı ekonomik değerlerle ölçülemez.
Bu konuda yapılacak çalışmalarda; İş Güvenliği Profesyonelleri ve İSG STK’ları olarak her türlü desteğe hazır olduğumuzu bildiririz…
KAMUOYUNA DUYURULUR
Sevgi ve Saygılarımızla;
İSG BİRLİĞİ
“İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI REHBERDİR, DANIŞMANDIR”
“İŞ GÜVENLİĞİ UZMANLARI GÖREVLERİNDE BAĞIMSIZ OLMALIDIR”
“ÖNERİ VE TESPİTLER İSG-KÂTİP ÜZERİNDEN YAPILMALIDIR”
“İŞ GÜVENLİĞİ UZMANLARI SANIK DEĞİL TANIK OLMALIDIR”
“İŞ GÜVENLİĞİ UZMANLARI İŞVEREN VEYA VEKİLİ DEĞİLDİR”